çağ


Results for "çağ"

Sociological Dictionary

CHICAGO OKULU [ İng. Chicago School]:

(Sociological Dictionary) :
(Bkz. Cooley, C. H., Mead, G. H., Sembolik Etkileşim)
Sociological Dictionary

ÇAĞATAY, Tarih (1902-1984):

(Sociological Dictionary) :
1902 yılında Taşkent'de doğdu. Öğrenimini Taşkent ve moskova'da tamamladı. Rus işgali sırasında ülkesinden Almanya'ya göç etti. M. Weber'in asistanlağını yaptı. Doktorasını Almanya'da tamamladı. iktisat sosyolojisi alanında ihtisas yaptı ve derinleşti.Hitler Almanyasını savaşa karşı olduğu için terkederek Türkiye'ye geld. Askerliğini Türkiye'de yaptı. Ankara Üniversitesi, Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi'nde öğretim görevlisi olarak görev aldı. Aynı Fakültede doçent ve profesör oldu. uzun yıllar adı geçen Fakültede hizmette bulundu. ilim ve fikir hayatımıza anlamlı katkılarda bulunan Prof. Dr. T. Çağatay, kadın ve aile konularının işlendiği bir çok makale kaleme aldı.Dikkat çeken bazı yayınları arasında şunlar vardır: "İçtimaî Nazariyeler Tarihi" (1968), "Sosyolojiye Giriş" (1963), "Kapitalist İçtimâî Nizam ve Bugünkü Durumu" 81975), "Endüstri Çağı" (1954)
Sociological Dictionary

ÇAĞDAŞLAŞMA [İng. Civilization]:

(Sociological Dictionary) :
Muassırlaşma veya asrîleşme olarak Türkçe karşılıkları bulunan çağdaşlaşma, üzerinde mutabakat sağlanamayan kavramlardan birisidir.Genelde dış görünüme, kullanılan araç ve gerece göre tayin edilen çağdılık, çağımızın bütün insanlığa sunduğu, maddî ve manevî kültür unsurlarından ülkemizin şartlarına ve ihtiyaçlarına göre alabilme, kullanabilme, değerlendirebilme sanatı ve kabiliyetidir. Çağdaş olmak, çağa hâkim olabilmek ve kendi damganızı veya katkınızı yaşadığınız dönemevurabilmek için, her alanda oyunu kurallarına göre oynayabilmektir. Bir başka ifadeyle çağdaşlaşma, aynı çağda yaşayan insanlar ve milletler demektir. Çağdaşlaşma, sadece geçmişe dönük bir hayranlık veya mirasyediliğin antitezi veya dışa bağımlılık değildir.Çağdaşlaşma ile gelenksellik arasında ters bir orantı da yoktur. Gelişme ve çağdaşlaşma, gelenekselliğin azalması veya ortadan kalkmasıyla kurulmamaktadır. Gelişmi, modernleşmiş toplumlar, gelenekselliği dışlayarak kendi millî kültürlerini terkederek veya ona yabancılaşarak bu noktaya gelmiş değillerdir.Çağda olmanın biinci şartı, kendi kimliğini reddetmemek, erekli ve faydalı gelişmelere açık olmak ve kendi dışımızdaki dünyayı farkedebilmektedir.Çağdaşlaşma yanlış olarak Batı'ya göre yapılanma, Batı dünya egemenliğinin anahtarı olarak anlaşıldığı için; Türk-İslâm kültürünün bir antitezi ibi de takdim edilmektedir. Böylece, Batılı çağdaşlaşma modelinin alternatifi olabilecek doğu kaynaklı modeller devre dışı bırakılmaktadır. Bu durumda alternatifsiz kalan az gelişmiş ülke aydınları Batılılaşma ile çağdaşlaşmayı özdeş olarak düşünmektedirler.Çağdaşlaşmanın bazı evrensel göstergeleri de vardır. Bunlar şu şekilde özetlenebilir. Demokrasi, din ve vicdan hürriyeti, siyasî ve ekonomik katılma, milletleşme, boy ve aşiret asabiyetini aşma, gösteriş tüketiminden uzaklaşma, okullaşma oranlı, eğitim-istihdam ilişkileri, kültürel bütünleşme, resmî kanal dışı teşkilâtlanma, sendikalaşma ve toplu pazarlık, okuma alışkanlığı ve araştırma zevki, orta sınıflaşma, 0-1 yaş bebek olümü oranın düşüklüğü, 100 kişi başına düşen telefon sayısı, trafikte milyon taşıta düşen ölüm sayısı, hane halkı sayısı, ortalama yaşama ümidi, kuralları zorlamamak, zaman mefhumuna uymak, çevreyi korumak ve kirletmemek, fert ve toplum menfaatlerini paralel kabul etmek, beşerî kaynakların nitelik ve nicelik bakımından gelişmişliği... (Erkal, M. E., 1995, Berkes, N., 1978)
Sociological Dictionary

YDINLANMA ÇAĞI [İng. Age of enlightenment]:

(Sociological Dictionary) :
AYDINLANMA ÇAĞI [İng. Age of enlightenment]: @Batı fikir hayatında ve zihniyette büyük değişiklikler ifade eder. Sadece Batı'da değil; Doğu toplumları üzerinde de etkileri daha sonra görülen aydınlanma Çağı ve Felsefesi, 18. Asra damgasını vurmuştur.Aydınlanma hareketi eğitimi ve öğretimde merkez rolü oynayacak kiliseyi ve ruhban sınıfını bu konumdan uzaklaştırmıştır. Fikir hayatı kiliseden ve taassuptan ayrılmıştır. Bilim hayatı zenginleşmiş ve Avrupa ülkelerinde bir çok filozof ve fikir adamını doğuran bir ortam ortaya çıkmıştır. Hür düşünce kilisenin tahakkümünden kurtulmuştur. Resmî Katolik anlayışı ruhban olmayan (laik) aydınlar tarafından tenkit edilmiştir. Akılcı (rasyonel) düşünce, pozitivizm ve fert ön plana çıkmıştır.Aydınlanma çağı ve felsefesinin savunucuları olduğu gibi, onu tenkit edenler de devamlı var olmuştur. aydınlanma, bazı yenilikler ve lumlu zihniyet fakları getirmesine rağmen, belirli konularda birbirine benzer veya yakın görüşleri kapsamadığı, diğer felsefe ve Çağlardan farklı orijinal görüşler getirmediği ileri sürülmüştür. Aydınlanma Çağı düşünürlerinin bir çok konuda farklı metoda ve görüşe dayandıkları ifade edilmiştir. (becker, C., L. 1932)Bazıları deneye ve tümevarıma,bazıları ise akla ve tümdengelime, bir kısmı ise ahlâka dayanmışlardır. kimisi çoğulcu liberal sistemlere, bazıları da tek partili rejimlere kaynak görevi yerine getirmişlerdir. Kuvvetler ayrılığı, kuvvetler birliği görüşlerine sahip olanlar da yine 18. Yüzyılın Aydınlanma Çağı düşünürleri arasından çıkmıştır. Ancak, bu düşünürler farklı görüş ve metoda da sahip olsalar; Aydınlanmanın doğurduğu bir açılma ve serpilme sayesinde bunlar ortaya çıkabilmiştir.Tabii ki tenkit ve fikir çatışmaları sadece 18. Asra has bir şey değildir. Her bir çağ bir sonraki çağa belirli tecrbe ve birikimleri devretmiştir. Eğer öyle olmasaydı; Aydınlanmayı doğuracak sebep sonuç ilişkileri de olğunlaşamazdı.Bir çok filozof zamanının yaygın görüşleri ile çatışmışlar ve eserler vermişlerdir. Nitekim, 16. Asrın başında Avrupa'da Vatikan'a karşı sürdürülen Martin Lutherci protestan hareket ve daha sonra da Calvin'in dinde reform hareketi Avrupa'yı daha önce sarmıştır. aydınlanma çağında yapılan en önemlişey, Ortaçağ felsefesindeki temel düşünce kalıplarının laikleştirilmesi olmuştur. (Baykan, F., 1995)Ancak, 21, Yüzyılın eşiğinde aydınlanma Çağı düşüncesinin aynen devam ettiğini ve etkinliğini koruduğunu ileri süremeyiz. din, devlet ve ilim çatışması yerini uzlaşma ve barış ortamına bırakmış, dinden uzaklaşmanın ideal sayıldığı dönemler geride kalmıştır. Bilhassa artık yargılanan modern sanayi toplumlarının insanın manevî hayatını ve noral değerlerini yok ettiği, onu basit bir makine durumuna düşürdüğü iddiaları ve bunu düzeltme çabaları içinde bazı manevî değerlerin ve kurumların öne çıkması dikkat çeker hale gelmiştir.
Dictionary of Economics

DEBLOCAGE

(Dictionary of Economics) :
DEBLOKAJBloke edilmiş bir değer üzerindeki blokajın kaldırılması durumudur. Böylece bloke değer kullanılabilir duruma gelir.