çekirdek


Results for "çekirdek"

Meteorological Glossary

YOĞUNLAŞMA ÇEKİRDEKÇİKLERİ

(Meteorological Glossary) :
(CONDENSATION NUCLEI) [i]Serbest atmosferde su buharının üzerinde yoğunlaştığı parçacıklar. Katı veya sıvı halde olabilir. Yoğunlaşmanın gerçekleşebilmesi için atmosferde higroskopik toz ve gazlar vardır. Bu higroskopik toz ve gazlar, deniz tuzu, yanma sonucu atmosfere ulaşan partiküller veya yerden atmosfere taşınan tozlar olabilir. Suni yağış çalışmalarında bulutların içerisine boşaltılan bu tür gaz ve tozlar yoğunlaşmayı gerçekleştirerek, bulut içerisindeki nemin yere yağış olarak düşmesini sağlar.
Dream Dictionary of Phrase

ÇEKİRDEK

(Dream Dictionary of Phrase) :
Gerekli gayret ve çalışmayla başarılacak işe, Yeşerecek ümitlere, hayırlı evlada, İncir çekirdeği hayırlı evlada, Hurma çekirdeği güzel itikada ve uzun ömre, Sayılı çekirdek davası olanların bunu kazanmasına, Toplu görülen çekirdek uzyaşmaya, ayrı ayrı ggörülen çekirdek ihtilafa delalet eder. Diğer meyve çekirdekleri için o meyvenin tabirine yahut 'Tohum' maddesine bakınız.
Turkish - English dictionary

çekirdek

(Turkish - English dictionary) :
1. pip, seed, stone (of a fruit or vegetable). 2. roasted pumpkin seed; roasted sunflower seed. 3. nucleus. 4. comp. core. 5. formerly grain (goldsmith´s weight). 6. nuclear. aile nuclear family. bellek comp. core memory. fiziği nuclear physics. içi kernel (of a seed). kahve coffee beans. ten yetişme (someone) who started learning or doing (something) when he/she was just a child: Hıdır çekirdekten yetişme bir marangoz. Hıdır´s been carpentering ever since he was a kid.
Turkish - English dictionary

çekirdeklenmek

(Turkish - English dictionary) :
for the seeds or stone of (a fruit or vegetable) to assume their/its mature form.
Turkish - English dictionary

çekirdekli

(Turkish - English dictionary) :
seeded, containing seeds.