İSTİŞARE


Results for "İSTİŞARE"

Ottoman - Turkish Dictionary

İSTİSARE

(Ottoman - Turkish Dictionary) :
Toz savurma, tozutmak, toz kaldırma. * Fesatçılık ve fitnecilik yapmak.
Ottoman - Turkish Dictionary

İSTİŞARE

(Ottoman - Turkish Dictionary) :
Meşveret etmek. Fikir danışmak. Müşâverede bulunmak.
Dream Dictionary of Phrase

İSTİŞARE

(Dream Dictionary of Phrase) :
İşlerini iyi niyetli ve ehil kimselere danışarak yapmak aldanmamaya, sağlam ve doğru tesbite, dünya ve ahiret huzuruna, Danışmak emanete, biriyle istişare yapmak ona bir emanet vermeye, kendisine danışıldığını görmek emanet bırakılmasına, İstişareden (daanışma ve akıl sormadan) kaçınmak insanların tamamına kötü zan beslemeye, pişmanlık ve zarar görmeye, Danışman (müşavir) emin ve güvenilir kimseye, ehil ve insanlar için hayır murad eden kimseye delalet eder.
Islamic Glossary

İSTİŞÂRE

(Islamic Glossary) :
Danışma, mühim bir iş için güvenilir birisiyle fikir alış-verişinde bulunma.Allahü teâlâ âyet-i kerîmelerde meâlen buyurdu ki:Uhud harbinde sen, Allahü teâlâdan gelen bir merhâmetle onlara yumuşak davrandın.Eğer katı yürekli olsaydın elbette onlar etrâfından dağılıp giderlerdi. Artık onları affet.Onlara Allah'tan mağfiret dile. İş husûsunda onlarla istişâre et. Bir kere de azmettin mi,artıkAllah'a güven! Çünkü Allah tevekkül edenleri (her işte kendisine güvenenleri) sever.(Âl-i İmrân sûresi: 159)Onlar ki, Rableri için dâvete icâbet etmekte, namazı dosdoğru kılmaktadırlar, işleri dearalarında hep istişâre ederler, kendilerine verdiğimiz rızıktan (hak yolunda) sarfederler.(Şûrâ sûresi: 38)Resûlullah efendimize Eshâbının; "Kur'ân-ı kerîm ve sünnette bulamadığımız bir olay ilekarşılaştığımızda ne yapalım?" diye sormaları üzerine; "Onu sâlih kimselerden sorun veonların istişâresine arz edin" buyurmuştur. (Hadîs-i şerîf-İhyâ-u Ulûmiddîn)İstişâre eden pişman olmaz. İstihâre eden zarar etmez. (Hadîs-i şerîf-Ikd-ül Ferîd)İstişâre eden doğruyu bulur, mahrûm olmaz. (İmâm-ı Gazâlî)
Turkish - English dictionary

istişare

(Turkish - English dictionary) :
consultation. etmek /la/ to consult (with).