İm.


Results for "İm."

Philosophical Dictionary

Üretim.

(Philosophical Dictionary) :
(Os. İstihsal, Fr., İng. Production, Al. Produktion, İt. Produzione). İnsannın var olabilmesi için doğayı değiştirmesi v edoğayı değiştirirken kendini de değiştirmesi süreci... Üretim, insanın yaşayabilmesi için gerekli her türlü araç ve besinleri kendi işgücünü tüketerek doğadan elde etmesini dilegetirir. Bundan ötürü insanın varlık koşuludur. Bundan başka, insan yaşamının belirlenmesinde de temel etmendir. İnsanlar doğayla ilişki kurabilmek için zorunlu olarak birbirleriyle de ilişkiler kurarlar. üretmek için doğayı değişikliğe uğratırken kendilerini ve dolayısıyle birbirlerini de değişikliğe uğrattılar. Toplumsal yapı bu değişikliklerle biçimlenir. İnsanlar üretim faaliyetleriyle belirlenen düşünceler edinirler; töreler, kurallar, dinler ve ideolojiler yaratırlar. Sonra, üretimle belirlenmiş olan bütün bu üstyapı kurumlarıyle gene doğayı, kendilerini ve birbirlerini değiştirirler. İnsanlık tarihi böylesine girift ve karşılıklı etkilerle belirlenen bir süreçte oluşur. Üretimin gerçekleşebilmesi için bir yandan insanlarla doğa arasında üretim araçları'na, öbür yandan insanlar arasında üretim ilişkileri'ne ihtiyaç vardı. lÜretim araçlarıyle üretim ilişkileri insanların üretim tarzı'nı belirler. Üretici bilgi ve görgüsüyle birlikte insan ve üretimde kullandığı bütün araçlar üretim güçleri'dir. Üretim tarzının sürekliliğinde üretim güçleriyle üretim ilişkilerinin uygunluğu şarttır. oysa üretim güçleri sürekli olarak gelişirken üretim ilişkileri eskir ve aralarındaki uygunluk bozulur. Bu uygunluğun yeniden meydana gelebilmesi için üretim tarzının değişmesi zorunludur. Bu zorunluk, toplumun da, doğa gibi, kendine özgü nesnel bir yasayla geliştiğini dilegetirir. Tarihsel özdekçiliğin meydana koyduğu üretim ilişkilerinin üretim güçlerine uygunluğu yasası, toplumsal gelişmenin temel yasasıdır. Ne var ki toplumun bu nesnel yasasına, doğanın nesnel yasalarına olduğu gibi, egemen olmak için onun bilincine varmak ve böylelikle onu insansal amaçlara koşmak şarttır. Yasalar, ister doğasal ister toplumsal olsun, insanlar tarafından meydana getirilmemişlerdir ve insan bilincinden ve iradesinden bağımsızdırlar. Ne var ki işlemeleri uygun koşulların varlığını geriktirir. Toplumsal düzeyde, yasaların işleyebilmesi için uygun ve gerekli koşulları insanlar, bilinçli ya da bilinçsiz, yaratıp yok edebilirler. Koşullar yönünden bu insansal el atma yasaların işleyişini hızlandırıp yavaşlatabilir, daraltıp genişletebilir. İnsanlar, yasaların işleyişi için gerekli koşulları yaratıp yok edebilirler ama yasaları yaratıp yok edemezler. Koşulları yok etmek yasayı yok etmek demek değildir. Yasa, ister bilinçli ister bilinçsizce gerçekleşmiş olan uygun koşulları bulduğu zaman zorunlu olarak işler. bkz. Tarihsel Özdekçilik.
Philosophical Dictionary

Varlıkbilim.

(Philosophical Dictionary) :
(Os. Mebhas-i vücut, Fr., Al. Ontologie, İng. Ontology, İt. Ontologia). Duyularla kavranamayan varlığın özdeksiz yapısını inceleyen idealist bilim... Metafiziğin bir dalı olarak geliştirilen ve metafizik yapısını değiştirmeksizin çeşitli anlamlarda kullanılan varlıkbilim deyimi, duyu dışı ve özdeksiz bir varlık tasarımının temel yapısını, türlerini ve biçimlerini inceler. Çağdaş varlıkbilimci Hartmann'a göre varlıkbilimin öteki bilimlerden başkalığı, öteki bilim dallarının bir işbölümü anlayışı içinde var olan'ı çeşitli alanlara bölerek sadece o belil alanlarda araştırmalarına karşı varlıkbilimin var olan'ı bütünlüğü içinde ele almasındadır. Örneğin astronomi göksel varlıkları, jeoloji madensel varlıkları, botanik bitkisel varlıkları, jeoloji madensel varlıkları, botanik bitkisel varlıkları, fizyoloji insansal varlığı incelediği halde varlıkbilim bütünüyle varlığın var oluş ilkelerini inceler. Var olanı var olan olarak incelemek anlamındaki varlıkbilim anlayışı antik çağ Yunan düşünürü Aristoteles'le (İ.Ö. 384-322) başlar. Aristoteles'in ilk felsefe'si bir varlıkbilimdir. Varlıkbilim, çağımıza gelinceye kadar, öteki bilimlerle ilgilenmeksizin metafizik kurgularla geliştirilmiştir. Çağımızda ona nesnel bir temel verilmek istenmiş ve bu nesnel ltemel Husserl, Heidegger, Hartmann gibi idealistlerce gene tümel kavramlarla kurulmuştur. Örneğin Nicolai Hartmann varlık kiplerini şöyle sıralamaktadır: Zorunluk (başka türlü olamamak), gerçeklik (böyle olmak ve başka ytürlü olmamak), olanaklık (böyle olabilmek ya da böyle olmamak), rastantılık (başka türlü de olabilmek), olanaksızlık (böyle olmamak)... İdealizmin temel uraşılarından biri olan varlıkbilim, gene idealistlerce, ama yerine aynı yapıda başka varlıkbilimler önerilerek, eleştirilmiştir. bkz. Varlık, Varoluş.
Philosophical Dictionary

Varsayım.

(Philosophical Dictionary) :
(Os. Faraziye, Fr., Al. Hypothese, İng. Hypothesis, İt. İpotesi). Pratikle doğrulanması gereken kuramsal önerme... Bilim, pratik doğrulanmalardan sezinlenen varsayımların yeni deneylere yol açmasıyle gelişmiştir. Herhangi bir varsayım, pratikle doğrulanarak gerçeklik ve geçerlik kazanır. Ancak bir varsayımın doğğrulanması için gerekli koşullar ya da bilgiler henüz hazırlanmamış olabilir, bu durumda bilimsel çaba, o varsayımın doğrulanabilmesi için gerekli koşulların hazırlanmasına yönelir. Henüz doğrulanamadığı halde gerekli koşullar hazırlanınca doğrulanabilecek olan varsayımlar, daha önce elde edilmiş bilimsel vargılara göre değerlendirilebilir. bkz. Kuram ve Kılgı, Bilgi Kuramı.
Philosophical Dictionary

Yaratıcı Evrim.

(Philosophical Dictionary) :
(Os. Yaratıcı tekâmül,. Fr. L'evolution creatrice). Evrimin nitesel değişimlerile gerçekleştiğini ileri süren Henri Bergson'un öğretisi... Fransız düşünürü Henri Bergson (1859-1941), 1907 yılında yayımladığı Yaratıcı Evrim adlı yapıtıyle, evrimin sadece nitesel değişimlerle gerçekleştiğini ileri sürmüştür. Evrimi sadece nicesel değişimlerden ibaret bulan Spencer'in vülger evrimciliğine karşıt bulunan bu düşünce, evrim kuramını yeni bir metafizik çıkmaza sokmak amacını gütmektedir. Bergson'a göre gelişme, yaratıcı bir karakter taşır ve doğal nedenlerle açıklanamaz. Öyleyse evrimi yöneten yaratıcı bir güç bulunmalıdır. Nitelikçe değişme, bir yaratımdır. Yaratımsa yaratıcıy gerektirir... Yaratıcı evrim kuramı, evrim gerçeği karşısında metafizik çıkmaza sokmak amacını gütmektedir. Bergson'a göre gelişme, yaratıcı bir karakter taşır ve doğal nedenlerle açıklanamaz. Öyleyse evrimi yöneten yaratıcı bir güç bulunmalıdır. Nitelikçe değişme, bir yaratımdır. Yaratımsa yaratıcıyı gerektirir. Yaratıcı evrim kuramı, evrim gerçeği karşısında metafizik direnişin son aşamasıdır. Metafizik düşünce, önceleri, evrimi tümüyle yadsımıştı. Varlıklar bir yaratmanın ürünüydüler ve hiç değişmeden yaratıldıkları andaki biçimlerini muhafaza ediyorlardı, daha açık bir deyişle nasıl yaratılmışlarsa hâlâ öyleydiler ve hep öyle kalacaklardı. Metafizik düşünce, ikinci aşamasında, evrim gerçeğine boyun eğmek zorunda kaldı; ancak evrimin nasıl olduğunu ve nasıl anlaşılması gerektiğini tartışmaya başladı. Üçüncü aşama, evrimin sadece niceliksel (miktarca) birikmelerle gerçekleştiğini savunmakla belirdi (vülger evrimcilik). Dördüncü aşama evrimin niceliksel bir değişime bağlı olmaksızın sadece nitelikçe (vasıfça) gerçekleştiğini ve bunun da bir yaratma işi olduğunu savunmakla belirdi (yaratıcı evrimcilik)... 1920'lerde, eytişimsel özdekçiliğin evrim anlayışını bulandırmak ve duraksı kafaları yeni bir alana çekmek için yüze çıkma evrimi deyimiyle çevrilebilecek İngilizce emergent evolution (Os. Zuhurî tekâmül) adı altında yeni bir idealist evrim anlayışı ileri sürülmüştür. Yeni gerçekçi İngiliz düşünürü Lloyd Morgan'ın ileri sürdüğü ve Samuel Alexander ve başkalarının izledikleri bu evrim kuramına göre emergent evolution tanrısal bir planla gerçekleşmektedir. Bu kurama göre insanlar da hayvanlardan nitelikçe farklıdır, sadece organik âlem değil, inorganik âlem de bu planla oluşmaktadır. Örneğin atomun özelliği, atomu meydana getiren elemanların özelliklerinden çıkarlamaz. Her gelişen bütünlük, kendisini meydana getiren parçalarda bulunmayan yepyeni bir özelliği yüze çıkarır. Yapısalcılık anlayışıyle de ilgili bulunan bu idealist anlayışa göre evren, özdeksel olmayan zamanxmekândan oluşmuştur ve özdek bu özdeksizliğin ürünüdür. Bu yeni idealizm yeni gerçekçilik akımı içinde yer almakta ve ruhgöçünü savunacak kadar çağ dışına düşmektedir. bkz. Evrimcilik, Evrim, Evrim ve Devrim, Sezgicilik, Yeni Gerçekçilik, Ruhgöçü.
Philosophical Dictionary

Yöntembilim.

(Philosophical Dictionary) :
(Os. Usûliyât, Fr. Methodologie, Al. Methodologie, İng. Methodology, İt. Metodologia). Belli bir bilimde uygulanan yöntemlerin tümü... bkz. Yöntem.