ŞERİF


Results for "ŞERİF"

Islamic Glossary

BUHÂRÎ-İŞERÎF

(Islamic Glossary) :
İslâm dîninde Kur'ân-ı kerîmden sonra en kıymetli, en üstün kitap. Kütüb-i sitte adı verilenmeşhur altı hadîs kitabının birincisi.Bir kimse Buhârî-i şerîfi hangi niyetle baştan sona kadar okuyup bitirirse, maksadı, en güzelşekilde hâsıl olur. Tâûn hastalığı zamanlarında bir evde okunsa, Allahü teâlâ o evde bulunanlarıtâûndan korur. Bu kitap hangi evde bulunursa, evi yanmaktan , hangi gemide bulunursa, Allahüteâlâ o gemiyi batmaktan korur. (Tâcüddîn Subki)
Islamic Glossary

Harem-i Şerîf

(Islamic Glossary) :
Müslümanların kıblesi olan Kâbe-i muazzamanın ortasında yeralan etrâfı kubbeli revaklarlaçevrili mescid. Kâbe'nin etrâfı. (Bkz. Mescid-i Harâm)
Islamic Glossary

HIRKA-İ ŞERÎF

(Islamic Glossary) :
Peygamber efendimizin sallallahü aleyhi ve sellem sağlığında büyük velî Veysel Karânîhazretlerine verilmesini vasiyet ettiği mübârek hırkası. Veysel Karânî'ye hediye edilen bu hırka,İstanbul Fâtih'teki Hırka-i Şerîf Câmii'ndedir.Peygamberimize sallallahü aleyhi ve sellem vefâtı yaklaşınca, hırkanızı kime verelim?dediler. "Üveys-i Karânî'ye verin. Alıp giysin ümmetime de duâ etsin" buyurdu.Hazret-i Ömer ve hazret-i Ali, Hırka-i şerîfi Veysel Karânî'ye verdiler. Hırka-i şerîfihürmetle (saygıyla) alıp, öptü, kokladı, yüzüne gözüne sürdü. Secdeye kapanıp şöyle duâdabulundu; "Yâ Rabbî! Sevgili Peygamber efendimiz, ben âciz kuluna hazret- i Ömer ve hazret-iAli ile Hırka-i şerîflerini göndermiş" diyerek günâhkâr müslümanların affı için duâ etti. Bir çokgünâhkâr müslümanın affolduğu bildirilince, Hırka-i şerîfi hürmetle giydi. (Molla Câmî,Ferîdüddîn Attâr, Ebû Nuaym)Veysel Karânî, kendisine hediye edilen Hırka-i şerîfi savaşta dahi yanından ayırmayıp canıgibi muhâfaza ederdi. Veysel Karânî'nin vefâtından sonra titizlikle muhâfaza edilen Hırka-işerîf, Şükrullah Efendi isminde bir şahıs tarafından 1618'de Osmanl ı pâdişâhı Sultan İkinciOsman Hân'a getirilip hediye edildi. Sultan Abdülmecîd Han bu Hırka-i şerîfin muhâfazaedilmesi için Fâtih civârında Hırka-i Şerîf Câmii'ni yaptırdı. Her yıl Ramazân-ı şerîf ayındaŞükrullah Efendinin torunları tarafından halka ziyâret ettirilen Hırka-i şerîf, üzerinde âyet-ikerîmeler yazılı altın işlemeli bir örtü içindedir. (Yeni Rehber Ansiklopedisi)
Islamic Glossary

Kisve-i Şerîfe

(Islamic Glossary) :
Resûlullah efendimizin medfûn bulundukları hücre-i seâdet üstündeki kubbe üzerine serilenörtü.Hücre-i seâdetin beş köşeli duvarları yapılırken üzerlerine bir de küçük kubbe yapılmıştı.Bu kubbeye, Kubbet-ün-nûr denir. Osmanlı pâdişâhlarının gönderdikleri kisve-i şerîfe bu kubbeüzerine örtülürdü. Kubbet-ün-nûr üzerine gelen, mescid-i seâdetin büyük yeşil kubbesineKubbet-ül-hadrâ denir. (Eyyûb Sabri Paşa)
Islamic Glossary

Mescid-i Şerîf

(Islamic Glossary) :
Mescid-i Nebî.Medîne şehrindeki Mescid-i şerîf'i hicretin birinci senesinde Resûlullah (sallallahü aleyhi vesellem), Eshâb-ı kirâm ile birlikte yaptılar. Hicretin ikinci senesi, Receb ayında, kıbleninKudüs'ten Kâbe'ye dönmesi emrolununca, mescidin Mekke'ye karşı olan kapısı kapatılıp karşıtarafa, yâni Şam tarafına yeni bir kapı açıldı. Şimdi bu kapıya Bâb-üt-tevessül denmektedir.Medîne'de, Kudüs'e karşı on altı ay kadar namaz kılındı. Mekke'de iken, önce Kâbe'ye karşınamaz kılınırdı. Hicretten az bir zaman önce, Kudüs'e karşı kılınması emrolundu. Mescid-iŞerîf'in kıblesi değiştirilirken, Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) Kâbe'yi mübârek gözleriile görerek, kıblenin cihetini tâyin eyledi. Resûlullah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) namazkıldığı yer, minber ile Hücre-i Seâdet arasında olup, minbere daha yakındır. Haccâc'ın Medîne-imünevvereye gönderdiği mıshaf, büyük bir sandık içinde olduğundan, bu sandık, bu yerinönündeki direğin sağ tarafına konulmuştu. Buraya ilk mihrâbı Ömer bin Abdülazîz koymuştur.(Eyyûb Sabri Paşa)Fıkıh âlimlerimiz (rahimehümullahü teâlâ) hac vazifesini yaptıktan sonra, Medîne-imünevvereye gelerek Mescid-i Şerîf'te namaz kılarlardı. Sonra Ravda-i Mutahhera ile minber-imünîri ve Arş-ı a'lâdan efdal olan Kabr-i şerîfi, sonra oturdukları, yürüd ükleri, dayandıklarıyerleri, vahy geldiği zaman dayandıkları direği ve mescid yapılırken ve tâmir edilirken çalışanve para vermekle şereflenen Eshâb-ı kirâmın ve Tâbiînin (radıyallahü teâlâ anhüm ecmâîn)geçtikleri yerleri ziyâret ederler, görmekle bereketlenirlerdi. Onlardan sonra gelen âlimler,sâlihler de, hacdan sonra Medîne'ye gelirler, fıkıh âlimlerimiz gibi yaparlardı. Bugüne kadarhacılar da, bunun için Medîne-i münevverede ziyâret yapmaktadırlar. (M. Sıddîk Gümüş)