BELÂ


Resultados para "BELÂ"

Otomana - diccionario turco

BELÂ

(Otomana - diccionario turco) :
(c.: Belâyâ) Afet. Sıkıntı. Tasa, kaygı. Musibet. Mücazat. İmtihan. Dâhiye. * Yaramaz nesne. (Bak: Sadaka)(Ey insan! Mâdem canavar sûretinde bir hayvan, insanların hânesine misafir geldiği vakit berekete medar oluyor; öyle ise, mahlukatın en mükerremi olan insan; ve insanların en mükemmeli olan ehl-i iman; ve ehl-i imanın en ziyade hürmet ve merhamete şâyan aceze, alil ihtiyareler; ve alil ihtiyarların içinde şefkat ve hizmet ve muhabbete en ziyâde lâyık ve müstahak bulunan akrabalar; ve akrabaların içinde dahi en hakiki dost ve en sadık muhib olan peder ve valide, ihtiyarlık hâlinde bir hanede bulunsa, ne derece vesile-i bereket ve vasıta-i rahmet ve $ sırriyle yâni: "Beli bükülmüş ihtiyarlarınız olmasa idi belâlar sel gibi üstünüze dökülecekti." ne derece sebeb-i def'-i musibet olduklarını sen kıyas eyle. M.)
Otomana - diccionario turco

BELÂ-CÛ

(Otomana - diccionario turco) :
Belâ arayan. Belâsını istiyen.
Otomana - diccionario turco

BELÂ-DİDE

(Otomana - diccionario turco) :
f. Belâ görmüş, belâya çatmış.
Otomana - diccionario turco

BELÂ-ENDER-BELÂ

(Otomana - diccionario turco) :
f. Belâ üstüne belâ. Zahmet içinde zahmet.
Otomana - diccionario turco

BELÂ-YI NÂGÂH

(Otomana - diccionario turco) :
Ansızın gelen musibet. Habersiz gelen belâ.