Toggle navigation
İletişim
Türkçe
Türkçe
İngilizce
Almanca
Fransızca
İspanyolca
İtalyanca
Azerice
İçinde geçer
İçinde geçer
Aynen
İle başlar
İle biter
SOZLUKLER
Ara..
SOZLUKLER
×
Türkçe - Fransızca Sözlük
Fransızca - Türkçe Sözlük
Türkçe - Almanca Sözlük
Almanca - Türkçe Sözlük
Türkçe - İspanyolca Sözlük
İspanyolca - Türkçe Sözlük
Türkçe - Kürtçe Sözlük
Kürtçe - Türkçe Sözlük
Türkçe - İngilizce Sözlük
İngilizce - Türkçe Sözlük
Türkçe - Türkçe Sözlük
İtalyanca - Türkçe Sözlük
Osmanlıca - Türkçe Sözlük
Azerice - Türkçe Sözlük
Biyoloji Sözlüğü
Felsefe Sözlüğü
Kimya Sözlüğü
Piskoloji Sözlüğü
Sosyoloji Sözlüğü
Ekonomi Sözlüğü
Tıp ve Hematoloji Sözlüğü
Çevre Sözlüğü
İsimler Sözlüğü
Denizcilik Sözlüğü
Meteoroloji Sözlüğü
Otomotiv Sanayi Sözlüğü
Rüya Tabirleri Sözlüğü
İslami Terimler Sözlüğü
Bilgisayar, İnternet Sözlüğü
Turizm Sözlüğü
Bitkiler Sözlüğü
Yemek Tarifleri Sözlüğü
Kaynakçı Sözlüğü Eng - Tr
Kaynakçı Sözlüğü Tr - Eng
ısmarlamak
"ısmarlamak" Kelimesi için arama sonuçları
ısmarlamak
(Türkçe - İngilizce Sözlük) :
1. /ı or a, ı/ to tell (someone) to bring (something); to order (something); to request (someone) to bring (something), ask (someone) to bring or get (something): Oturup iki bardak çay ısmarladık. We sat down and ordered two glasses of tea. Garsona iki kahve ısmarladım. I told the waiter to bring two coffees. Bakkaldan beş kilo şeker ısmarladı. She ordered five kilos of sugar from the grocer. Fatmagül´e fırından üç ekmek ısmarladı. She asked Fatmagül to get her three loaves of bread from the baker´s. Bana bir taksi ısmarlar mısın? Will you order me a taxi? Çarşıdan ısmarlayacağın bir şey var mı? Is there anything you want me to get you from the market? 2. /ı, a/ to have (someone) make (something) to order: Bu ceketi Ferit´e ısmarladım. I had Ferit make this jacket. 3. /a, ı/ to treat (someone) to (something), buy (someone) (something): Sana bir bira ısmarlayayım. Let me buy you a beer. 4. /ı, a/ to entrust (someone, something) to (someone). 5. /a/ to warn (someone) not to do something; to tell (someone) to do something: Ben sana nasıl ısmarlamıştım? Sen kalkıp ne halt ettin! I told you how to do it but you went ahead and did it your way. Now look how you´ve loused it up!
Hidden div
Son Aranan Kelimeler
ısmarlamak
sandık
dipnot
Kashmir´i
Hanımeli
MAHTAM
aptitud
eingehen
karnı acıkmak
müdire
catalogue
MUZADDE
Çok Aranan Kelimeler
ılık (108554k)
çüş (76199k)
açık (62420k)
İNDÎ (50177k)
HÂDİS (43486k)
çatı (42694k)
balık (42139k)
hasır (37916k)
ırmak (34620k)
necesen (34590k)
naşî (34325k)
credit an amount to s.o.´s account (33703k)
Tüm sözlüklerde ara
Türkçe - Fransızca Sözlük
Fransızca - Türkçe Sözlük
Türkçe - Almanca Sözlük
Almanca - Türkçe Sözlük
Türkçe - İspanyolca Sözlük
İspanyolca - Türkçe Sözlük
Türkçe - Kürtçe Sözlük
Kürtçe - Türkçe Sözlük
Türkçe - İngilizce Sözlük
İngilizce - Türkçe Sözlük
Türkçe - Türkçe Sözlük
İtalyanca - Türkçe Sözlük
Osmanlıca - Türkçe Sözlük
Azerice - Türkçe Sözlük
Biyoloji Sözlüğü
Felsefe Sözlüğü
Kimya Sözlüğü
Piskoloji Sözlüğü
Sosyoloji Sözlüğü
Ekonomi Sözlüğü
Tıp ve Hematoloji Sözlüğü
Çevre Sözlüğü
İsimler Sözlüğü
Denizcilik Sözlüğü
Meteoroloji Sözlüğü
Otomotiv Sanayi Sözlüğü
Rüya Tabirleri Sözlüğü
İslami Terimler Sözlüğü
Bilgisayar, İnternet Sözlüğü
Turizm Sözlüğü
Bitkiler Sözlüğü
Yemek Tarifleri Sözlüğü
Kaynakçı Sözlüğü Eng - Tr
Kaynakçı Sözlüğü Tr - Eng
Tüm sözlüklerde ara