settle


Résultats pour "settle"

Anglais - Turc Dictionnaire

after the dust has settled

(Anglais - Turc Dictionnaire) :
1. toz dağıldıktan sonra. 2. ortalık sakinleşip herkes kendine geldikten sonra, ortalık yatıştıktan sonra.
Anglais - Turc Dictionnaire

be unsettled about/as to

(Anglais - Turc Dictionnaire) :
... hakkında kararsız olmak, ... hakkında tereddüt içinde olmak.
Anglais - Turc Dictionnaire

Dust has settled on everything.

(Anglais - Turc Dictionnaire) :
Her şey tozlandı.
Anglais - Turc Dictionnaire

settle

(Anglais - Turc Dictionnaire) :
f. 1. (insanları) (bir yere) yerleştirmek; (insanları) (boş bir yere) iskân etmek; -e yerleşmek. 2. (bir şeyi) (bir yere) oturtmak; -e oturmak: He settled himself in his armchair. Koltuğuna oturdu. 3. (kuş) konmak. 4. (sinirleri) yatıştırmak; (mideyi) rahatlatmak; yatışmak; rahatlamak. 5. (binada) tasman meydana gelmek: This building has settled a little. Bu binada ufak çapta bir tasman meydana geldi. 6. (kahveyi) berraklaştırmak. 7. (sıvının içindeki katı maddeleri) çökeltmek. 8. (sıvının içindeki katı maddeler) çökelmek. 9. (kuru bir maddeyi) çökertip sıkıştırmak. 10. (kuru bir madde) çöküp daha sıkışık olmak. 11. karar vermek, kararlaştırmak. 12. (bir anlaşmazlığı/davayı) halletmek, çözmek: He settled with her for five hundred million liras. Beş yüz milyon lira için onunla olan anlaşmazlığı halletti.
Anglais - Turc Dictionnaire

settle a score with s.o.

(Anglais - Turc Dictionnaire) :
k. dili biriyle kozunu paylaşmak, biriyle hesaplaşmak; birinden (bir şeyin) acısını çıkarmak.