ÎCÂB


"ÎCÂB" Die Ergebnisse der Suche nach dem Wort

 islamische Glossar

HİCÂB

( islamische Glossar) :
Örtü, perde, avret yerlerini örtme, örtünme. (Bkz. Setr-i Avret)Setr-i avret denilince, her ne kadar kadınların hicâbı anlaşılıyorsa da, kelime, mânâ vemefhum olarak erkek ve kadınların örtmeleri gereken yerlerini örtünmelerini içine almaktadır.(Muhammed Mensûr ez-Zemân)
 islamische Glossar

ÎCÂB

( islamische Glossar) :
1. İhtiyaç.İslâmiyet; kıyâmete kadar bütün îcâbları, karşılayacak en mükemmel ve en üstün bir dindir.(Seyyid Abdülhakîm Arvâsî)2. Teklif, bir sözleşme için alıcı veya satıcı tarafından ilk söylenen söz.Îcâb ve kabûl, söz ile olduğu gibi, bir taraftan veya iki taraftan mektublaşma ile veya adamgöndermekle de olur. (Kâşânî)Îcâb, karşıdakinin anlayacağı bir lisan ile, sattım, hediye ettim gibi; kabûl ise, aynen kabûlettim, râzı oldum gibi geçmiş zamân bildiren sözlerle olur. (Kâşânî)
 islamische Glossar

İCÂBET ETMEK

( islamische Glossar) :
1. Kabûl etmek.Müslümanın müslüman üzerinde beş hakkı vardır: Selâmına cevap vermek, hastasınıyoklamak, cenâzesinde bulunmak, dâvetine icâbet etmek, aksırıp elhamdülillah deyince,yerhamükellah diyerek cevâb vermek. (Hadîs-i şerîf-Buhârî, Müslim)2. Allahü teâlânın duâları kabûl buyurması.Allahü teâlâ Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyurdu ki:Bana duâ ediniz size icâbet edeyim. (Mü'minûn sûresi: 60)(Ey Resûlüm!) Kullarım sana benden sorarlarsa, ben (ilim ve icâbetle) yakınım. Banaduâ ettikleri zaman duâlarına icâbet ederim... (Bekara sûresi: 186)Çok kimse vardır ki, yedikleri ve giydikleri haramdır. Sonra ellerini kaldırıp duâederler. Böyle duâya nasıl icâbet olunur. (Hadîs-i şerîf-Kimyây-ı Seâdet)Arkadan yapılan duâ icâbete makrûndur (kabûle yakındır). (İbn-i Cezerî)
 islamische Glossar

Ümmet-i İcâbet

( islamische Glossar) :
Kendilerine gönderilen peygamberin dâvetini kabûl edip, ona inanan ve tâbi olan kimseler.Muhammed aleyhisselâmın ümmeti, son sınıf talebesi gibi olduğundan, insanları dünyâda veâhirette kurtuluşa götüren sırların toplandığı Kur'ân-ı kerîm ile muhâtab oldular. Kur'ân-ıkerîmin indirilmesinden sonra yeryüzündeki insanların hepsinin Muhamm ed aleyhisselâma tâbiolmaları emredildi. O'nun dâvetini kabûl edenler ümmet-i icâbet, kabûl etmeyenler ümmet-idâvettirler. (Muhyiddîn-i Arabî)