KASVET


Results for "KASVET"

Islamic Glossary

KASVET

(Islamic Glossary) :
Katılık, sertlik, kalbden hayır (iyilik) ve yumuşaklığın çıkması.Allahü teâlâ, âyet-i kerîmede meâlen buyuruyor ki:Ne var ki bunlardan sonra yine kalblerinize kasvet geldi. İşte onlar (yâni kalbleriniz)şimdi katılıkta taş gibi, yâhut daha da ileri. Çünkü, taşlardan öylesi var ki, içindenırmaklar fışkırır. Öylesi de var ki, çatlar da ondan su kaynar. Taşlardan bir kısmı da,Allah korkusuyla yukarıdan aşağı düşer. Allah, yapmakta olduklarınızdan aslâ gâfildeğildir. (Bekara sûresi: 74)Lüzumsuz çok konuşmak kalbe kasvet verir. (Hadîs-i şerîf-Tirmizî)...Kasvetli kalb, Allahü teâlâdan uzaktır. (Hadîs-i şerîf-Muvattâ)Zevk ve safâ sürmek için çok yaşamayı isteyen tûl-i emel sâhibleri; ibâdetleri vaktindeyapmazlar, tövbe etmeyi (günâhlara pişmân olmayı) terk ederler, kalbleri kasvetli olur, ölümühâtırlamazlar, vâz ve nasîhatten ibret almazlar. (Muhammed Hâdimî)Kalbinde kasvet bulunan kimse; tûl-i emel sâhibi olur, Allahü teâlâyı unutur, nefsinin arzuve isteklerine uyar. (Senâullah Pâni Pûtî)Allahü teâlâ, Mûsâ aleyhisselâma şöyle vahy etti (bildirdi): "Uyanık ol, kendine dost ara,sevincine ortak olmayan bir dostu kendinden uzaklaştır, onunla arkadaşlık etme; çünkü böylebir dost, kalbine kasvet verir..." (Muhammed bin Nadr Hârisî)Halâveti (mânevî tadı) üç şeyde arayınız: Namazda, zikirde (Allahü teâlâyı anmada),Kur'ân-ı kerîm okumada. Eğer buralarda halâveti bulamadıysanız, biliniz ki, kalbiniz kasvetsebebi ile kapalıdır. (Hasan-ı Basrî)Harama bakmak, kalbe kasvet verir. (Bişr-i Hafî)