ELEM


"ELEM" Die Ergebnisse der Suche nach dem Wort

 Ottomane - Türkisch Wörterbuch

BELEM

( Ottomane - Türkisch Wörterbuch) :
Üzerinden yol geçen tepe.
 Ottomane - Türkisch Wörterbuch

BELEMUN

( Ottomane - Türkisch Wörterbuch) :
Çakır dikeni.
 Ottomane - Türkisch Wörterbuch

CELEM

( Ottomane - Türkisch Wörterbuch) :
Koyun kırkmakta kullanılan büyük makasın herbir yüzü.
 Ottomane - Türkisch Wörterbuch

EBU İYAZ SELEME BİN AMR BİN EL EKVÂ

( Ottomane - Türkisch Wörterbuch) :
Biat-ı Rıdvanda hazır bulunan, gayet cesur, nişancı, hamiyetperver bir sahabedir. 77 hadis-i şerif rivayet etmiştir. Hicrî 74 tarihinde, 80 yaşında iken Medine-i Münevvere'de vefat etmiştir. (R.A.)
 Ottomane - Türkisch Wörterbuch

ELEM

( Ottomane - Türkisch Wörterbuch) :
Ağrı. Acı. Keder. Sancı. Dert. Gam. Kaygı.(Ey arkadaş! Bütün lezzetler imanda olduğu gibi, bütün elemler de dalâlettedir. Bunun izahı ise; bir şahıs, kudret-i ezeliye tarafından adem zulümatından şu korkunç dünya sahrasına atılırken gözünü açar, bakar. Bir lütuf beklediği zaman, birdenbire düşmanlar gibi hastalıklar, elemler, belâlar hücum etmeye başlarlar. Bir meded bir yardım için müsterhimane tabiata ve anâsıra baktığı vakit, kasavet-i kalble, merhametsizlikle karşılaşır. Ecram-ı semaviyeden istimdat etmek üzere başını havaya kaldırır. O ecram, atom bombaları gibi dehşetli ve heybetli halleriyle gözüne görünür. Hemen gözünü yumar, başını eğer, düşünmeye başlar. Bakar ki, hayatî hâcetleri bağırıp çağırmaya başlarlar. Bütün bütün tevahhuş ederek hemen kulaklarını tıkar, vicdanına iltica eder; bakar ki: vicdanı binler âmâl (emeller) ve emanî ile dolu gürültülerinden cinnet getirecek bir hale gelir. Acaba, hiçbir cihetten hiçbir teselli çaresini bulamayan o zavallı şahıs, mebde ile meâdi, Sâni' ile haşri itikad etmezse, onun o vaziyetinden Cehennem daha serin olmaz mı?.. İ.İ.)