İBADE


Results for "İBADE"

Ottoman - Turkish Dictionary

ELVAN-I İBADET

(Ottoman - Turkish Dictionary) :
İbadet renkleri. * Mc: İbadet çeşitleri.(Nasılki insan, şu âlem-i kebirin bir misal-i musaggarıdır ve Fâtiha-i Şerife, şu Kur'an-ı Azîmüşşan'ın bir timsal-i münevveridir. Namaz dahi bütün ibadatın envâını şâmil bir fihriste-i nuraniyedir ve bütün esnaf-ı mahlukatın elvan-ı ibadetlerine işaret eden bir harita-i kudsiyedir. S.)
Ottoman - Turkish Dictionary

İBADE

(Ottoman - Turkish Dictionary) :
Helâk etmek.
Ottoman - Turkish Dictionary

İBADET

(Ottoman - Turkish Dictionary) :
Allah'ın (C.C.) emirlerini yerine getirmek ve nehiylerinden kaçmak. Yapılmasında sevab olup, ihlâsla yapılan herhangi bir amel. Şeriatta bildirildiği gibi Allah'a kulluk etmek. Kâinatın ve dolayısıyla insanların hilkatindeki hikmet ve gaye. (Bak: Târik-üs-salât)(... İbadet'in ruhu ihlâstır. İhlâs ise yapılan ibadetin yalnız emredildiği için yapılmasıdır. Eğer başka bir hikmet ve bir faide ibadete illet gösterilse o ibadet bâtıldır. Faydalar, hikmetler yalnız müreccih olabilirler, illet olamazlar. İ.İ.)(İbadetin mânası şudur ki: Dergâh-ı İlâhîde abd, kendi kusurunu ve acz ve fakrını görüp kemal-i rububiyyetin ve kudret-i Samedaniyyenin ve rahmet-i İlâhiyyenin önünde hayret ve muhabbetle secde etmektir. Yâni, rububiyetin saltanatı, nasılki ubudiyeti ve itaati ister; rububiyetin kudsiyeti, pâklığı dahi ister ki: Abd, kendi kusurunu görüp istiğfar ile ve Rabbini bütün nekaisten pâk ve müberra ve ehl-i dalâletin efkâr-ı bâtılasından münezzeh ve muallâ ve kâinatın bütün kusuratından mukaddes ve muarrâ olduğunu, tesbih ile Sübhanallah ile ilân etsin.Hem de rububiyetin kemal-i kudreti dahi ister ki: Abd, kendi za'fını ve mahlukatın aczini görmekle kudret-i Samedaniyyenin azamet-i âsârına karşı istihsan ve hayret içinde Allahu Ekber deyip huzu ile rükua gidip O'na iltica ve tevekkül etsin.Hem rububiyetin nihayetsiz hazine-i rahmeti de ister ki: Abd, kendi ihtiyacını ve bütün mahlukatın fakr ve ihtiyâcâtını sual ve dua lisaniyle izhar ve Rabbinin ihsan ve in'âmatını, şükür ve sena ile ve Elhamdülillâh ile ilân etsin. Demek, namazın ef'âl ve akvâli, bu mânaları tazammun ediyor ve bunlar için taraf-ı İlâhîden vaz'edilmişler. S.)
Ottoman - Turkish Dictionary

İBADETGÂH

(Ottoman - Turkish Dictionary) :
f. Kanunlarla tanınmış bir dine, bir mezhebe ait ibadetlerin icrasına tahsis olunan yerler. Mabet, ibadethane.
Ottoman - Turkish Dictionary

İBADETHANE

(Ottoman - Turkish Dictionary) :
f. İbadetgâh. Allah'a ibadet edilen yer.