HARÎ


"HARÎ" Kelimesi için arama sonuçları

Osmanlıca - Türkçe Sözlük

ADEM-İ HÂRİCÎ

(Osmanlıca - Türkçe Sözlük) :
İlm-i İlâhide mevcud olup, maddi vücudu olmayan.(Adem-i mutlak zaten yoktur; çünkü bir ilm-i muhit var. Hem daire-i ilm-i İlâhînin harici yok ki, bir şey ona atılsın. Dâire-i ilim içinde bulunan adem ise, adem-i hâricidir ve vücud-u ilmiye perde olmuş bir ünvandır. Hatta bu mevcudat-ı ilmiyeye bazı ehl-i tahkik "A'yan-ı sâbite" tabir etmişler. Öyle ise, fenaya gitmek, muvakkaten haricî libasını çıkarıp, vücud-u mâneviye ve ilmîye girmektir. Yani, hâlik ve fani olanlar, vücud-u hâricîyi bırakıp; mâhiyetleri bir vücud-u mânevi giyer, dâire-i kudretten çıkıp dâire-i ilme girer. M.)
Osmanlıca - Türkçe Sözlük

BAHARÎ

(Osmanlıca - Türkçe Sözlük) :
İlkbahara âit. İlkbaharla ilgili.
Osmanlıca - Türkçe Sözlük

BAHARİSTAN

(Osmanlıca - Türkçe Sözlük) :
f. İlkbaharın hüküm sürdüğü zaman. * Yeşil ve çiçekli yer. * Molla Câmi'nin eseri.
Osmanlıca - Türkçe Sözlük

BAHARİYYE

(Osmanlıca - Türkçe Sözlük) :
Edb: Birini övmek için yazılan ve bahar tasviriyle başlayan kaside. * Tar : Yeniçeri ağasından itibaren padişah tarafından Yeniçeri kâtibiyle ocak ağalarına verilen baharlık.
Osmanlıca - Türkçe Sözlük

BASAL-İ HARİF

(Osmanlıca - Türkçe Sözlük) :
Acı soğan.