Aşma.


Results for "Aşma."

Philosophical Dictionary

Aşma.

(Philosophical Dictionary) :
(Os. Tecâvüz, Fr. Depassement). Karşıtlığı yok ederek gelişme... Hegel terimidir. Hegel'e göre her sav, karşısavıyle çatışarak, daha üstün düzeydeki bireşiminde aşılır. Sav ve karşısavı aşmış olan bireşim, sav ve karşısavan olumsuz yanlarını yok ederken olumlu yanlarını üstün bir düzeye dönüştürerek muhafaza eder. Hegel der ki: "Her kavram, yadsınmasını ya da karşıtını içerir. Kendisinden fazla olarak, hem kendisini hem karşıtını içermekle de zenginleşir." (Hegel, Mantık Bilgisi, K. I, Giriş). Eytişimsel özdekçilik Hegel'den aldığı bu kavramı da geliştirmiş, alt bir düzeyle üst bir düzey arasındaki bağlantıyı dilegetirmekte kullanmıştır. Eytişimsel özdekçilik, bir aşma felsefesidir ve idealizmle materyalizm karşıtlığının aşılmasıdır. bkz. Eytişimsel Özdekçilik, Hegelcilik.
Philosophical Dictionary

Billurlaşma.

(Philosophical Dictionary) :
(Os. Tebellür, Fr. Gritalisation). Herhangi bir şeyin bir başka şey içinde yoğunlaşması... Stendhal, Schopenhauer gibi yazarlar bu deyimi aşk konusunda ele almışlardır: Sevilen, sevende yoğunlaşır ve biçim değiştirir... Karl Marx'a göre, emek, üründe billurlaşır. bkz. Emek, Değer.
Philosophical Dictionary

Sınıflaşma.

(Philosophical Dictionary) :
Tarihsel özdekçiliğe göre toplumsal sınıflaşmalar, maddesel koşulların ürünüdür. Tüccarın neden tüccar, memurun neden memur, yoksulun neden yoksul ve bilgilinin neden bilgili olduğunu anlamak için onların içinde bulundukları maddesel koşulları incelemek gerekir. Sınıfları ortaya çıkaran ve belirleyen ekonomik koşullardır. İlkel komünal toplumundan günümüz anamalcı toplumuna kadar sürüp gelen değişmeler insanlar arasındaki üretim ilişkilerinin değişmeleri sonucudur. Bu üretim ilişkilerinin temel belirleyicisi de insanın üretim araçlarıyle olan ilişkisidir. Üretim, sosyal bir olgudur. Sınıflaşmaları doğuran, üretim araçları mülkiyetinin kimi ellerde toplanarak çoğunluğun bundan yoksun bırakılmasıdır. Çeşitli üretim ilişkilerine göre oluşan ara sınıfların üstünde daima iki temel sınıf var olmuştur ki bunlar da sömüren ve sömürülen sınıflardır. Bu iki sınıfı, üretim araçlarının mülkiyeti ve yoksunluğu belirlemiştir. Anamalcı düzen, yapısı gereği, bu iki sınfı gittikçe uçlaştırmaktadır. Temel çatışma, üretimin ve üretim araçlarının sosyalleşmesine rağmen mülkiyetin bireysel kalmasından doğar. bkz. Sınıf, Anamalcılık, Tarihsel Özdekçilik.
Philosophical Dictionary

Yabancılaşma.

(Philosophical Dictionary) :
(Os. Teferruk, Fr. Alienation, Al. Entfremdun, İng. Alienation). Kendinden başka'da bilerek kendine karşıt bir duruma geçme... Yabancılaşma (alyenasyon) terimi, idealist bir düzeyde, Alman düşünürü Hegel'in (1770-1831) sisteminde önem kazanmıştır. Önceleri Tanrıbilim de bu terimden yararlanarak saltık gerçeğin göreciliğe nasıl dönüştüğünü, yetkin varlıktan kaba özdeğin nasıl çıktığını açıklamaya çalışmıştı. hegel, yabancılaşma deyimini, kendinden başka'da beliren ide'nin durumunu açıklamak için kullandı. Alman düşünürü Karl Marx (1818-1883), yabancılaşma olgusunu ruhsal ide'den özdeksel insan'a çekti ve yabancılaşmanın birçok çeşitlerini, nasıl aşılabileceğini gösterdi. Marx'a göre yabancılaşma ekonomik, dinsel, siyasal ve tarihsel alanlarda çeşitli biçimlerde gerçekleşmişti. Örneğin insan insanı sömürmeye başlayarak kendisen yabancılaşmıştı, özel yararını düşünen birey, genel yararı düşünen yurttaş olarak kendisine yabancılaşmıştı, tarihi yapan insan, yaptığı tarihin altında ezilerek kendisine yabancılaşmıştı, bu ürün meydana getirdikten sonra kendi ürününe tapmaya başlamış olan insan, kendisine yabancılaşmıştı. Marx, bu çeşitli yabancılaşma biçimlerini sergiledikten sonra, şeyleşme kuramı'nı ortaya attı. Bu kurama göre insan, kendisine yabancılaşarak şeyleşmektedir, insan faaliyetinin ürünleri başlı başına birer varlık kazanarak insanı nesneleştirip egemenlikleri altına almaktadırlar. İnsanın kendi ürünleri birer fetiş durumuna yükselerek insanı köleleştirirler. İnsan, kendi yarattıklarını fetişleştirerek tapmaya başlar, kendi ürünlerinin kölesi olur. Örneğin, insanın kendi emeği insanı bağımlı kılarak sömürür, insanın kendi düşüncesi insanı egemenliği altına alır ve ezer, insanın kendi ürünü insanı köleleştirir ve kullanır. İnsanın yabancılaşması böylelikle daha çok belirir ve çözümlenme aşamasına yaklaşır. Yabancılaşma, insanın insan olmayan'a, nesneye dönüşmesini gerçekleştirir. İnsan, böylece, kendisiyle zıtlaşarak gelişir. Örneğin, nasıl adalet adaletsizliğe dönüşerek daha üstün bir adalete ulaşıyorsa, insan da insan olmayan'a dönüşerek daha üstün bir insanlığa ulaşır. İnsan, kendi içindeki yabancı'da gelişir ve daha üstün bir insana doğru yol alır. Yabancılaşma, yabancılaşmanın aşılmasıyle çözülür. Bu aşılmaysa yabancılaşmanın bilincine varılarak gerçekleşir. bkz. Aşama, Karşıtlık, Marksçılık, Hegelcilik, Çelişme, Şeyleşme.