Hakikat.


"Hakikat." Die Ergebnisse der Suche nach dem Wort

 Philosophische Wörterbuch

Hakikat.

( Philosophische Wörterbuch) :
(Os. Hakikat, Fr. Verite, Al. Wahrheit, İng. Truth, İt. Verita). Gerçeğin bilinçteki yansısı... Bu yansı (akis), pratikle denenerek doğrulanır. Hakikat, gerçek'in kendisi değil, yansısıdır. Bundan ötürü bu terimi, onu gerçekten ayırabilmek için, Arapça olduğu halde şimdilik kullanma zorunluğu vardır. Gerçeklik deyimiyle de Fransızca realite terimi karşılanmıştır. Hakikat, deyimini, mantık kurallarına uygun anlamını dilegetiren doğru (Os. Sahih, Fr. Jiste) deyimiyle de karıştırmamalıdır. bkz. Gerçek, Bilgi, Bilgi Kuramı, Saltık Hakikat, Öznel Hakikat, Nesnel Hakikat, İlişkin Hakikat.
 Philosophische Wörterbuch

İki Hakikat.

( Philosophische Wörterbuch) :
bkz. Çifte Gerçek Öğretisi.
 Philosophische Wörterbuch

İlişkin Hakikat.

( Philosophische Wörterbuch) :
( Os. İzâfî hakikat, Fr. Verite relative). Yaklaşık hakikat... Hakikatin hiç değişmeyeceğini ve bundan ötürü de saltık olduğunu içeren saltık hakikat deyim karşıtıdır. metafizik düşünce sistemi bu iki anlayışı birbirinden ayırır ve birbirinin karşısına koyar, eytişimsel düşünce sistemiyse birbirleriyle ilişkin kılar.eytişimsel özdekçilik anlayışında değişen hakikat'la değişmeyen hakikat birbirleriyle sıkıca bağımlı, eşanlamda ilişkin'dir. Hakikati bizler, tarihsel aşamaları içinde ve bu aşamalaryle sınırlı olarak parça parça ediniriz; ama bu parçalar hakikatın bütününün parçalarıdır ve bütünün doğrultusunda elde edilmektedir.Sonsuzca bilmek, sonsuza son çekmektir ve bundan ötürü de mümkün değildir; bilgi bu yüzden daima yaklaşık'tır ve yaklaşık kalacaktır. Her eksik bilgide bir tamlık, her değişen bilgide değişmeyen bir yan, her yanlış anlayışta bir doğru anlayış ve her doğru anlayışta bir yanlış anlayış yatar. Bütün bunlar birbirleriyle ilişkin 'dir. Bilgi sürece, her türlü yanlışlığı ve dar anlayışları da kapsayarak insan pratiğiyle denene denene ve her aşamasında yanlış ve eksikliklerinden biraz daha arınarak hakikat'ın doğrultusunda ilerler. Bu anlamda bilginin değişir (metafizik anlamda göreli nisbî ve izâfî) olduğu doğrudur, ancak bu değisirlik değişmezlikle bağıntılı (diyalektik anlamda ilişkin) bir değişirliktir. Örneğin dünyanın yuvarlaklığı üstüne ileri sürülmüş çeşitli eksik bilgiler, Magellan'ın 1519-1522 yılları arasında yaptığı deniz geziseyle kesin olarak doğrulanmıştır. Demek ki bu göreli bilgilerin her biri, pratikle doğrulanıncaya kadar, dünyanın yuvarlaklığı saltık bilgisini belli oranlarda taşımaktaydılar. Göreli bilgi, saltık bilginin tarih boyunca her an biraz daha gerçekleşen parçalarıdır. Öyleyse göreli bilgi, saltık bilgiyi zorunlu olarak içerir. Gerçek bilgi göreli bilgilerin toplamıdır. Bilginin, tarihsel süreci içinde her an eksik, tamamlanmamış, kimi yerde yanlış, kimi yerde pek dar ya da pek geniş anlamlı oluşu salt gerçeği yok etmez; tersine, salt gerçeğin her zaman ve her biçimde var bulunduğunu tanıtlar. Lsaltık gerçeği ya da bilgiyi, son gerçek ya da bilgi sanmak yanlıştır. Çünkü bilgi de, bizzat konusu özdeksel oluşma gibi, sonsuz olmak zorundadır. her yeni oluşma, elbette, yeni bir bilgi getirecektir ve bu insanın yaşamıyle birlikte böylece sürüp gidecktir. bkz. Saltık Hakikat, Hakikat, ilişkin, İlişki, ilişkincilik, eytişimsel Özdekçilik.
 Philosophische Wörterbuch

Mutlak Hakikat.

( Philosophische Wörterbuch) :
bkz. Saltık Hakikat.
 Philosophische Wörterbuch

Nesnel Hakikat.

( Philosophische Wörterbuch) :
(Os. Âfâkî hakikat, Fr. Verite objective). Nesnesine upuygun bilgi... Göreli hakikatlerin tümünde, en yanlış olanlarında bile, nesnel hakikatin bir parçası yatar. Örneğin, insan kendi varoluş kaynağını ararken bu kaynağın su, toprak, balçık, hava, ateş olduğunu ileri sürdü. Ama bütün bu yanlış varsayımların içinde insanın özdeksel (maddî) bir kökten geldiği nesnel hakikati yatıyordu. Göreli hakikatlerin bilgi sürecinde sürüp giden bu nesnel kapsamlarına diyalektik anlamda saltık hakikat (mutlak hakikat) adı verilir... Diyalektik bilim, nesnel ya da saltık hakikatin, insandan bağımsız olduğu kadar aynı zamanda insanla bağımlı bulunduğunu da ortaya koymuştur. Çünkü hakikat, insandan bağımsız olarak var olduğu oranda insanın kuramsal ve eylemsel çabasıyle gerçekleşir. Hakikat, insanla insandan bağımsız olan nesne ilişkisinin sonucudur. Diyalektik kavrayış, öznellikle nesnelliği bir arada gerçekleştiren kavrayıştır. Buna karşı metafizik görüş, aralarındaki bağıntıyı kavramadan, hakikati ya nesnede ya da öznede aramıştır. Metafizik anlayış, yapısı gereği, bağımsızlığı bağımsızlık olarak ve bağımlılığı da bağımlılık olarak kesin ve donmuş biçimleriyle görür; bir şeyin hem bağımsız ve hem de aynı zamanda bağımlı olabileceğini kavrayamaz. Bu yüzden de metafizik, hakikati, ya nesnelleştirmiş (nesnel idealizm), ya da öznelleştirmiştir (öznel idealizm). İdealizme varmayan hakikat tanımı, ancak diyalektik bir kavrayışla mümkündür. bkz. Hakikat, İlişkin Hakikat, Öznel Hakikat, Saltık Hakikat, Nesnel, Nesne, Nesnel Gerçek.